KAAN pilotsuz bir şekilde, siha gibi uçabilecek mi acaba? Başka bir forumda bu soruyu sordum, düzgün bir cevap alamadım.
Test uçuşlarını pilotsuz yaparsak daha hızlı hallederiz gibi geliyor bana.
İnsansız uçaklar geliştirme süresini çok kısaltabilir. Neredeyse 24 saat uçabilen test pilotu olmaz ama dron olur. Özellikle yorulma testleri çok hızlı tamamlanabilir.
+1. Sayın VLS ya da DoganTuran bize bu konuda bilgi verirse çok mutlu oluruz.
Selamlar,
İnsansız savaş uçağı tanımı; Operasyon koşullarında kendi algoritmasına göre analiz eden ve karar alıp uygulayan bir akıllı jetse, bu seviyeye ulaşılması Dünya yazılım endüstrisi açısından ileriki 30-40 yıllık projeksiyonlarda mümkün olabilir. Günümüzde bu denemeler F-16 vs. uçaklarda dahi bir pilotun uçuş-kontrolünde gerçekleştirilebiliyor. SİHA veya Kızılelma ise bu kapsamdan bakıldığında, farklı dönemlerini içermekte.
Dünya üzerinde algoritmasını geliştiren ve kendi hesapları sonucunda karar verebilen bilgisayar-YP olsa da, bunların boyutsal yapıları ve çalışma yapılan alanların karar vede sonuçlarının nispiliği açısından emekleme dönemi diyebiliriz.
İnsanın, tecrübe yeteneği, analiz yeteneği, düşünme hızı ve en önemlisi de temel güdüsünü algoritmada oluşturmak ve sonrada bir Ülkenin tüm varlığını teslim edebilecek kadar güvenmek belki de en zor aşamaları olacaktır.
KAAN, insansız olarak otonom şekilde elbette "Uçurulabilir" ancak bu durumda dahi dizaynda, ağırlık değişkenliğine bağlı değişiklikler + zaman gerekir. Hava-Hava angajman ve yakın temas operasyonlarında bir yer pilotu dahi yönetse, başarı şansı angajmanda %50, İt dalaşında ise %30 olacağı kanaatindeyim.
Başka bir ifadeyle; Bir Ülkenin tüm varlığını teslim edebileceği bir Jet algoritmasına güvenmesi, pilot kıyaslamasında uzun zaman alacaktır.
Olsun burda da süper zeka seviyesi söz konusu Ambargo'yu delmek için yediğimiz nane baya akılıca
Şimdi Sn Doğan Turan'ın ne demek istediğini anladım galiba kendisi silahlanma projelerinden bahsederken siyasal konjektür ve seçim odaklı projelendirme yapıldığından bahsetmişti.Demek ki kasteddiği buymuş.
Selamlar,
Doğru anlamışsınız. Ülkenin acil önceliklerinin bir zaman projeksiyonunda planlanması yerine, her şeyden biraz olsun ama onlarında zamanlaması konektöre göre olsun yaklaşımıyla yol kat ediliyor.
Evet, burada yazıyoruz, fikirler beyan ediliyor insan donanımının gereği olarak. Acı olan ise, ne olduğunu ve sonucunda neyin geldiğini görebilecek yetide olup da bunu anlatmanın basit yolunu seçmekteki alğısal karmaşıklığı aşmak.
Soralım basitçe,
Yarın bir ülke veya ülkelerin sana saldırmayacağının garantisi nedir?
Bir bakalım ordumuza; Bireysel ve birliksel Disiplin ne durumda? İdeolojik yapılanma yelpazeleri var mı? Eğitimsel yeterlilik açıdan neredeyiz? Teçhizat ve donanımsal yeterliliğimiz nedir? Birinci dere çevre tehditleri açısından Muharip birlik personel sayınızın, tehditleri topyekûn karşılamaya oranı nedir?
Şimdi de önümüzdeki süreçte en olası ve basit senaryoyu işleyelim, eminim herkesin kendince anlaşılır bir cevabı olacaktır.
Hamas-İsrail savaşından dolayı 500.000 kadar Filistinli peyderpey getirilerek Mersin ve Adana illerine yerleştiriliyor. Konya, Kayseri, Kırşehir ve Kütahya'da da 2,2 Milyon ABD tarafından eğitim görmüş Afganlı gruplar ikame ediliyor. Güney hattı boyunca Hatay, Kilis, Gaziantep, Adıyaman ve Şanlıurfa ve büyükşehirler başta olmak üzere, Düzenli-Düzensiz 10 milyon olduğu tahmin edilen yabancı unsur bulunuyor.
Aynı anda; Büyükşehirlerde, Kültürel veya motivasyonlu kargaşalar çatışmalara dönüşüyor, Güneydeki illerde ayaklanmalar başlıyor, Güneydoğu sınır hattından saldırı başlatılıyor ve iç bölgelere kadar ilerliyor, Girit ve Yunanistan'ın muhtelif üslerinden savaş uçakları Eskişehir'e kadar vurmaya başlıyor, Dedeağaç'ta konuşlu Birlikleri dahi saymadım.
Ülkenin şu durumda, böyle bir senaryo ile karşılaşma olasılığı sizce nedir ve sonuçları ne olur? İşte gerçek ve basit olan vereceğiniz-verdiğiniz cevaptır. Gerisi algıyla oluşturulmuş gerçekliktir ki sonuçları hep hüsran olmuştur.