Tankların devrinin geçmediğini savunmaktan ötürü birisi hakkında geri kafalı ithamı yapmak döngüsel bir akıl yürütmenin ürünü. Çünkü zaten tartışmalı bir konuda tankların gereksiz araçlar olduğu iddiasını nesnel bir gerçekmiş gibi kabul ediyor. Halbuki şu an onu tartışıyoruz, ortada halen nesnel bir gerçek yok ki fikrimiz "geçmişte kalmış" bir fikir olsun. İkinci değinmek istediğim nokta, bazı arkadaşların hasır adam dövdüğünü düşünüyorum, örneğin karşı argüman olarak "hava kuvvetleri"ni ileri süren birisi karşı tarafın tek bir platformla savaşta zafer elde edilebileceğini iddia ettiğini sanıyor olmalı. Halbuki modern ordular genellikle çoklu silah sistemlerini entegre ederler. Hava kuvvetleri, kara birimleri ve diğer unsurların koordinasyonu, askeri başarı için kritiktir. Hava kuvvetleri ve tanklara sahip bir kara ordusu birbirini destekleyen ve tamamlayan unsurlardır, birbirlerini zıddı olan veya birbiriyle yarışan unsurlar değildir. Bugün tankların varlığının sebebi yine kendilerinin düşman orduya sağladığı üstünlükten ötürüdür. Ek olarak savaşta bir taraf diğer bir tarafın tanklarını havadan rahatlıkla imha ettiği bir senaryoda sorun tanklarda değil yine hava kuvvetlerindedir. Tanklar zaten hava kuvvetlerine karşı koyma maksadıyla üretilmiyor ki. Üstelik "taraflardan her ikisinin de hava üstünlüğünü elde edemediği bir senaryoda, örn. Ukrayna Savaşı, tankların stratejik ve taktik öneminin arttığını gördük. "Tankların devrinin bittiğinin ispatı" denen Ukrayna Savaşı'nda bizzat Ukrayna'nın tank arayışı içinde olması da iddia sahipleri için ayrı bir tuhaflık.
https://twitter.com/DefenceU/status/1612573010766057479?s=20"İnsansız sistemler" itirazında da benzer sorunlar mevcut. İlki tutarsızlık, tank için söylenen dezavantajların birçoğu İKA'lar için geçerli olduğu gibi İKA'lar tanka göre bazı konularda daha kötüler, iKA için düşman adaptasyonu çok daha kolay. Örneğin "Hedeflerine ulaşmak için karadan ilerliyorlar ve bu günlerce de sürebiliyor. Dolayısıyla tespit edilmeleri kaçınılmaz. Hedeflerine ulaşana kadar hayatta kalabilmeleri güç. Çünkü onları etkisiz hale getirebilecek tehdit sayısı çok fazla. Üstelik kolay arızalanarak savaş dışı kalabiliyorlar. Kısacası atılan taş ürkütülecek kurbağaya değmiyor." deniyor, halbuki İKA'lar da hedefine uçarak gitmiyor. Burada sayılan sorunların hepsi İka için de mevcut. Hatta İKA'nın bu konuda işi daha zor. En büyük zorluğu yine insansız olmasından doğan bir kusur. Bunlar kategorik olarak inceleyeceğim.
"Yeterince hızlı değil, tehdit sayısı fazla."
Tamamen Otonom bir sistem ile savaşmaya çalışmak zaten mümkün değil, yarı otonom bir sistemden bahsediyor olacağım. Bir İKA tanklar için geçerli tehditlere muhatap olduğu gibi tanka kıyasla daha basit tehditlerle de muhataptır, aynı tehditlere muhatap olma ihtimali İKA'da yine daha fazla, tanklar zorlu arazi şartları için uygunken İKA'lar ağır değilse bile bu şartlarda tanklardan hantal kalmak zorundadır. Her iklim ve coğrafya'ya has sorunları da mevcut. Üstelik İKA'nın uzaktan kumanda edilmesi hedefe ulaşma ve manevra biçimini basitleştirir bunlar tehditlerle karşılaşma ihtimalini artırır. Elektronik harp ve siber saldırı konusu da İKA için ayrı bir tehdit kapısı.
"Kolay arızalanıyor"
Zorlu arazi koşulları için uygun bir İKA'nın lojistik ve bakım ihtiyaçları tıpkı tank gibi artar, örneğin tankın atan paletini takacak bir mürettebatı vardır, ama İKA'nın çevresini algılamak için kullanacağı sensörleri sürdürülebilir tutacak bir ekibi yoktur.
"Atılan taş ürkütülecek kurbağaya değmiyor."
İKA'nın hem ucuz hem tanka alternatif olacak kadar işlevsel olabileceği varsayımı da doğrulanmaya ihtiyaç duyan bir iddia. Bir sistem tankın yerini alacak da ucuz olacak. Üstelik Arda Mevlütoğlu'nun makalesi bu konuda güzel bir bakış açısı. Eğer eleştiri verimlilik konusundaysa T-72 gibi üretim standardizasyonuna sahip tank konseptleri, bu tarz bir eleştiri için şu güne kadar ortaya atılmış en iyi konsept olabilir. Ayrıca İKA'lar hava kuvvetleri itirazına benzer biçimde birbirinin zıddı olarak ele alınmak zorunda değiller. İnsansız sistemler ve tanklar, farklı avantajlara sahipler ve birlikte kullanıldıklarında daha etkili bir askeri güç oluştururlar, buradaki insansız sistemlere tankın insansız kulesini bile dahil edebilirsiniz. Günümüzde tanklar ile bulutaltı İHA'ları harmanlayıp, düşman pusu mevzilerini bu İHA'lar ile tespit ettikten sonra tanklar için işaretleyip tankların obüs gibi 10 km menzilden yüksek oranda bunları bertaraf edebilirsiniz. Ben ister kara tabanlı ister uçar halde olsun, herhangi bir sistemi tankın karşısında konumlandırmak zorunda görmüyorum. Görünmezlik teknolojisi ile donatılmış uçaklar, seyir füzeleri, dolanan mühimmatlar ve balistik füzelere karşı da iyi hava savunma sistemleri mevcut değil; lakin hava savunma ağını terk etmek yerine "en kararında" olanı hedefliyoruz. Bugün eldeki tankı düşman tehditlerinden korumanın maliyeti ondan sağlanan faydayı iddia edildiği gibi aşıyorsa bu tank kavramının kendisinden değil bizim kullanım konseptimizden kaynaklanıyor olabilir. MBT kullanımının asıl mantığı ağır tank zırhı ile hafif/orta tank hareketliliğini birleştirmek. Yani ekonomik olarak daha verimli bir platform ortaya çıkarmak, ekonomik olarak artık verimli değillerse bu konseptin devri bitmiş olabilir, terk etmek gerekebilir. Hareketlilik-Zırh-Ateş gücü bir tasarım üçgeninin kenarları. Ülke olarak potansiyel düşmanınıza karşı tank üretirsiniz. Bu kenarları da buna göre dizayn edersiniz. Benim dediğim hasır adamı dövme konusunun esas ortaya çıktığı yer de burası. MBT konsepti bire bir takip edilmek zorunda değil. Mesela asimetrik bir savaş ortamında tank terör unsurları tarafından yakın mesafeden gündüz çıplak gözle görülebildiği için hasım güçlerin tanksavar füzelerine yenik düşer. Buna karşılık ordunun yeteneklerine bağlı olarak gece harekâtı söz konusu olduğunda kara birlikleri ellerindeki sistemlerle terör unsurlarını rahatça tespit ve teşhis edebilirken, aynı imkân ve koşullar hasım taraf için geçerli değilse atılan taş ürkütülen kurbağaya değmiş olur. Ancak ilgili terör hedefi kızılötesi tespit sistemleri kullansaydı geçmişin tehditlerine göre tasarlanan bir aracı günümüzün koşulları karşısında kullanmaya çalışan ordu hatasının bedelini öderdi. Biz de yetersiz eğitim, yetersiz istihbarat, değişken koşullara uyum sağlayamama, tehditlerin değişmesi ve bunlara hızlı adapte olamama, düşmanı küçümsemekten kaynaklanan durumu tankların devrinin geçmesine yorardık. Halbuki ilgili ülke, terör hedefine karşı kızılötesi tespit sistemlerine yakalanmamak üzere geliştirilmiş bir tank kullanmış olsaydı tankın korunması bir yana işlevi dahi artardı.