Geçen ben sormuştum bir üstada : İhale Koç'a kalsa Almanlar ALTAY için motor verir miydi? diye ... Bence yine vermezdi Almanlar...
Bunun da olasılığı yüksek. Yukarıdaki ankette de görebileceğiniz gibi Altay tankının üretiminin Otokar'a verilmesini isteyenler diğerlerinin toplamının biraz üzerinde. Ama iş BMC'ye verildi. Eğer iş Otokar'a verilmiş olsaydı ve şu an ki gibi motor konusu sorunlu olsaydı, Koç grubunun başına gelecekleri tahmin bile edemiyorum. En azından tarafsız olmadığı sağır sultan tarafından bile bilenen medyamız, bölünmüş ekranlarda sözde uzmanlarla günlerce bunu tartışır, faiz lobisinden tutun da Gezi Parkı'na kadar yerden yere vururlardı.
Allah korumuş.
Denizci16, Battlestar ile akrabalık bağın var mı?
Her ikinizde çoğu okunmayan uzuuuuun iletiler yazıyorsunuz.
Her ikiniz de tanka karşı tank savaşının sona ermediğine inanıyorsunuz.
Evet hala ülkeler AMT edinme yolundalar. Buna zaten kimse karşı çıkmıyor.
Ancak zırh ne kadar kalınlaşırsa kalınlaşsın, üzerindeki aktif koruma sistemleri ne kadar geliştirilirse geliştirilsin, bir tankı başka bir tankla vurma yöntemi dışındaki seçenekler de ondan çok daha hızlı gelişiyor. Bu nedenle ülkeler daha az AMT ediniyorlar. Ki onlar da gerekli. Ama artık tanka karşı tank savaşı ağırlıklı olarak değil! AMT'ler azalırken diğer araçların ve silahların sayıları artıyor. Bir tankı yok etmek için artan olasılıklar arasında, bir tankı başka bir tankla vurma olasılığı ne kadar azalıyorsa, AMT ihtiyacı da o kadar azalıyor. Çünkü kimse bu kadar düşük bir olasılık için 5-10 bin tank edinip yıllarca bunlara bakım ve eğitim maliyeti de eklemeyi mantıklı bulmuyor.
Tanklar; savaş alanının kralı oldukları 2. Dünya Savaşı dönemimde, kütle halinde hızla hareket edip düşman mevzilerini yıkıp geçiyorlar, şehirlerin altını üstüne getiriyorlardı. Onları durdurabilecek fazla bir seçenek yoktu! En iyi seçenek, onlar gibi hareket edebilen, onların namlularından çıkan mermilere dayanabilen zırha sahip ve onların zırhını delebilecek çapta silahla donatılmış başka bir tanktı. Bu durum karşılıklı olarak gelişime neden olduğu için bugünkü tanklar artık obez!
Ancak bugünkü durum çok farklı. Tankların yıkıp geçebilecekleri mevziler yok. Çünkü cephe savaşı yok. Savaşlar hep şehirlerde. Bir tank birliği o şehirlere gidene kadar yoldaki mayınlar, sihalar, uçaklar, helikopterler, topçu roketleri vs bir yığın tehditle zaten yok ediliyor.
Bu hengameden kurtulup şehre varanları daha büyük bir cehennem bekliyor. Mesela tank sokakta giderken üzerinden geçtiği rögar kapağının altına yerleştirilmiş patlayıcı infilak ediyor ve tank içindekilerle birlikte metrelerce havaya uçuyor. Binalar arasında ilerlerken yakılan lastiklerden çıkan duman görüşü engelliyor. Bir yerde sıkışıp kalabiliyor. Her yönden açılan ateş eletro optik sistemleri, lazer ikaz alıcısını vs devre dışı bırakabiliyor. Aktif koruma sistemleri arızalanabilyor. Çalışıyor olsa bile aynı anda farklı yönlerden atılan roketleri durdurmaya güçleri yetmiyor. Yettiğini varsayalım, kısa süre sonra onlar da tükeniyor ve tamamen korumasız kalınıyor. Zırh koruması da güven vermiyor. Tankın paleti koptuğunda, ki bunu sağlamak artık çok da zor değil, tankın mobilitesi bir anda sıfıra iniyor.
Sanıyorum sizin kadar uzuuuun yazdığım bu ileti biraz daha aydınlanma sağlamıştır. Bence bir konuya takılıp kalmak yerine genele bakın. Gelişim konularını yüzde olarak karşılaştırın. O güzel zihninizi tecrübeyle sınanmış ve değer kaybeden bir konuya sabitleyip, ille de o konuda haklı olduğunuz fikrinde ısrar etmeyin. Daha farklı konularda sağlanabilecek gelişime yorun.