Sn Battlestar ve Sn Partikül ile aynı fikirdeyim.
Yanlış anlaşıldım galiba! ''Düşmanından silah almak istemezsin'' derken Amerikan silahlarını kastetmiştim. Şöyle ki;
Şayet Su-35 alacaksak... bu durumda T.C. ' nin dost-düşman tanımı değişti demektir. Yeni jeopolitik duruma göre tehdit algısı ABD' den geldiği için Su-35 almak zorunda kalabiliriz diyorum. Veya ABD' ye karşı kendimize yeni bir iş ortağı arıyoruz demektir.
Garipsenecek şey değildir...
Nasıl ki 50' li yıllarda Stalin' in tehditlerine cevap olarak NATO' yu seçtiysek; günümüz koşullarında ABD tehdidine karşı da Rusya' yı müttefik seçmiş olabiliriz. Ve gidişat oralara doğru gidiyor. Amerikan tehditleri öyle eften püften tehditler değildir. Türkiye' yi direkt bölünmekle tehdit ediyorlar. Türkiye yerine terör örgütleriyle iş tutuyor ve Türkiye' nin hassasiyetlerini hiç umursamıyorlar. Sanki 70 yıldır müttefik değilmişiz gibi Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunuyorlar. En son FETÖ darbesini de tezgahladılar... Yetmedi ekonomik ambargoyla tehdit ediliyoruz. Bu durumda Türkiye' nin tehdit algısının değişmesi normal değil midir?
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bana kalsaydı; hiç Su-35 işine bulaşmaz, bütün enerjimi MMU projesine kanalize ederdim. Şayet MMU projesi 5. nesil olamayacaksa; aynen Kore örneğinde olduğu şekliyle projeyi 4++ seviyesine revize ederdim. Endüstirileşme ve silah teknolojileri açısından basamak olur ve en azından kendi uçar sistemlerimiz yapar hale gelirdik. Gelen tehdidi savuşturabilmek için de ittifaklar sistemine yönelirdim.
Şayet Su-35 olayı gerçekleşirse, yakın tehdidin dayanılmaz boyutlara ulaştığı sonucuna varacağım. Bu durumda meseleyi teknik değil stratejik olarak değerlendirmek gerekir.