Türk yargısı bağımsız ve hukuka uygun karar verebiliyor olsaydı; öyle inanıyorum ki Rahip Branson, hak ettiği cezaya çarptırılabilirdi. Hiç kimse de kılını kıpırdatamazdı. Amerikalı da biliyor, Tük Hukuk Sisteminin bağımsız karar veremediğini... Sonuç itibariyle güç ve baskı unsurunu kullanarak vatandaşını kurtarmaya çalışmıştır. Bu durumu kendisi için bir prestij meselesi haline de getirdi.
Akıllara ERGENEKON ve BALYOZ davaları geliyor. O dönem Amerikan ajanlarının öğrettiği kumpas teknikleriyle Türk ordusu ve vatansever aydınlar kodese tıkılmıştı. Şimdi Amerikalı bu teknikleri veya Türk yargısının içinde bulunduğu vaziyeti bilmiyor mu! Yalan, iftira, kumpas, Hile-i Şeriyye... Türk Hukuk Sisteminde gırla gidiyordu. Hatta dönemin Reis-i Cumhuru Abdullah Gül, Ergenekon davası sanıkları için Emniyet Müdürünün yapmış olduğu sunuma binaen; ''BANA ANLATTIĞINIZI DELİLLENDİRİP SAVCIYA DA ANLATIN, HEPSİ YAKALANSIN, YARGILANSIN'' diyebiliyordu. Neticede uygun savcı bulundu, deliller icat edildi, yalancı tanıklar ayarlandı ve Türk Ordusu kodese tıkıldı. Genel Kurmay Başkanı, Terör Örgütü Lideri olarak hapse atıldı. Düşünebiliyor musunuz; Türk Ordusunun Genel Kurmay Başkanı ; Terör Örgütü Lideri olarak lanse edildi. Onlara göre Genel Kurmay Başkanı terörist başıysa, terör örgütü kimdi peki? ONLARA GÖRE TÜRK ORDUSUYDU (!!!!!) Tam da burada YUHHHHHHH! demekten kendimizi alamıyoruz.
Hocam şimdi bunların tamamı yaşandı mı? Türk milletinin en temiz, en vatansever, en aydın insanları kodeslere tıkıldı mı? Tabi olarak bu vatansever insanları kirletebilmek için aralarına bazı mafyatik tipleri de eklemleyi verdiler...Bu tekniklerin tamamını Amerikalı akıl hocalarından öğrenmediler mi? Şimdi Amerikalı bunların tamamını biliyor, zaten kendi kumpasıydı. Netice itibariyle, hukuk içinde sonuç alınamayacağını da biliyor ( İşte Ergenekon sürecinde Türk Ordusunun hatası buydu- generallerini kesinlikle vermeyecekti.) Sonuç olarak Amerikan Coni' si, güç kullanarak sonuç almaya çalışmıştır. Tehditle, şantajla, baskıyla Türk Hukukuna söz geçirebilmiştir.
İnsanların içine sindiremediği şey; Hukuk Sistemin içine düştüğü durumdur. Baskıyla, şantajla, adam kayırmayla sonuç alınabildiğini bakan gözler görüyor. FETÖ' cülükten hapse girmiş nice para babaları, bu memlekette kefaletle serbest bırakıldı! Kimi FETÖ' cüler parayla kimi FETÖ' cü Ajan provokatör ise uluslar arası şantajla serbest bırakılmıştır. Arada ki fark işte bu (!) Bu meselede züğürt tesellisi diyebileceğimiz, Türk Devletinini onurunu iyi-kötü kurtaran tek bir nokta varsa; ajan provokatöre en azından 3 Yıl, 1 Ay, 15 Gün hapis cezası vermişler...! İnfaz yasası gereği yattığı süreyi dikkate nazara alarak da serbest bırakmışlar. En azından bunu akıl edebilmişler; bu kısmı tebrik etmek lazım(!)
Ez cümle... kıssadan hisse diyeceğimiz odur ki; Türk yargısı bağımsız karar verebiliyor olsaydı, değil Amerika feriştahı gelse hukukun elinden o CIA Ajanını kurtaramazdı. Çünkü delil var, ispat var, hukukun bağımsızlığı var, siyasetin müdahalesi yok... Kararın arkasında durmak son derece kolay olurdu ve hç bir güç kılını kıpırdatamazdı. Fakat bu duruma kendileri getirdiler. Ne ekersen onu biçersin hocam. O nedenle hukukun bağımsızlığı esastır.