Üstadım bu kadar kolaydıda cumhuriyet kuruldu kurulalı neden başaramadık biz bu işi. Bunuda açıklarsan sevinirim?
Çünkü anlattığın gibi o kadar yüzeysel ve kolay değil.
Biz bu işi Cumhuriyet kuruldu kurulalı değil, Osmanlıdan beridir başaramadık. Doğan Avcıoğlu, '' Türkiye' nin Düzeni'' isimli başucu kitabında; konunun dünü, bugünü ve yarınını en güzel şekilde analiz ediyordu. Eğer okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim. Konuyu anlayabilmek açısından birkaç alıntı yapayım;
'' Sömürgeleşme tehlikesine karşı ilk tepki gösteren ülke, doğu ile batı arasında köprü durumunda olan Türkiye olmuştur. Batı ülkelerinini baskısı altındaki Türkiye, bu baskıya karşı koyabilmek için batı usullerini benimseme ihtiyacını 18.yy ortalarından başlayarak duymuştur. Örneğin Japonya o tarihte tam bir ortaçağ kapalılığı içindeydi. Türkiye ise bozulan eski düzenin geri getirmenin olanaksızlığını nihayet anlamış, yeni br düzen kurma çabasına girmişti. Devlet hizmetine alınan batılı teknisyenlerden bu yolda yararlanılmaktaydı. İdare ve ve orduda reform düşüncesi LALE DEVRİ günlerinde doğmuştur. Batı tipi ilk okul HENDESEHANE (Geometri Okulu) 1734 yılında Üsküdarda açılmıştır''-diyordu. Yani devletin içine düşmüş olduğu acziyet biliniyordu ve birtakım çareler aranıyordu. Peki ne oldu da bir türlü çareler üretilemedi? İşte bu soruların cevabını tek tek TÜRKİYE' NİN DÜZENİ isimli kitapta bulabilirsiniz.
Cumhuriyet döneminden bahisle... Yine diyor ki;
'' Atatürk' ün çevresindeki milliyetçi aydın kadro, vatanı düşmandan kurtarma görüşünde birleşmişti. Fakat bunun ötesinde herhangi bir düşünceleri yoktu. Kurtuluş Savaşının ön planda olan kişileri dahi, bırakınız zaferden sonra nasıl bir toplum düzeni kurulacağı meselesini, vatanın nasıl kurtulacağı konusunda bile anlaşmış değillerdi. Rauf Bey, Refet Paşa gibi liderler, vatanın kurtuluşunu Amerikan Mandasında arayacaklardır.'' Görüyor musunuz, Atatürk' ün yol arkadaşlarının halini!
Yine başka bir konu başlığı altında yapmış olduğu analiz;
''Kemalist devrim; Mustafa Kemal' in arkasında ki bir avuç ilerici ile, gene bu savaş içinde bulunan muazzam bir gericiler kitlesi arasında didişile didişilee, santim santim koparılmış bir devrimdir'' Yani Atatürk; en yakın silah arkadaşlarına rağmen devrim yapmış ancak yapmış olduğu devrimi en yakın arkadaşlarına bile kabul ettirememiştir. Zaten öldükten sonra, Kemalist devrim yetim ve öksüz kalmıştır. Devrim yarım kalmış, tamamlanamamıştır. O nedenle bugün bile;
-Yarım Demokrasi
-Yarım Adalet
-Yarım Güvenlik
-Yarım Aydınlanma devrimi
-Yarım yamalak, akademisyenler
-Yarım yamalak, hacı hoca takımı
-Yarım yamalak Sanatçılar
kokuşmuş bir düzen ve
-Atatürk' ten sonrası için; Yarım akıllı siyasetçiler tarafından yönetildik, yönetiliyoruz.
Bu gerçekleri bilen şair Attila İlhan '' Mustafa Kemal' im'' şiirinde bakınız ne diyor;
Dağ başını efkâr almış
Gümüş dere durmaz ağlar
Gözyaşından kana kesmiş gözlerim
Ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
Ağlar ağlar cihan ağlar
Mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
Altmış üç ilimiz altmış üç yetim
Yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
Her geçen seni bizden parça parça götürür
Mustafa'm Mustafa Kemal'im
.....Gerçekleri ne kadar da güzel anlatıyor öyle değil mi?
HER GELEN SENİ BİZDEN PARÇA PARÇA GÖTÜRÜR
MUSTAFA'M MUSTAFA KEMAL' İM.
İşte meselenin özü budur arkadaşım. Biz bir gecede Atatürkçü olmadık!
Şiirin tamamını Attila İlhan' ın kendi ağzından dinlemek isteyenler için;
https://www.youtube.com/watch?v=6QNeq-2foYw